Zevil Ne Demek ?

Ipek

New member
Zevil Ne Demek? Kalbin Yükünü Anlatan Bir Hikâye

Merhaba sevgili forumdaşlar,

Bu akşam size bir kelimenin hikâyesini anlatmak istiyorum. Ama öyle sıradan bir kelime değil bu… Bir insanın kalbine dokunan, bazen yük, bazen bağ olan bir kelime: “Zevil.”

Belki duydunuz, belki de ilk kez okuyorsunuz.

Ama emin olun, bu kelime hepimizin içinde bir yerlerde saklı.

Bir Akşamüstü ve Eski Bir Defter

Her şey, yağmurlu bir akşamüstü başladı.

Ali, babasından kalan eski bir sandığı karıştırırken buldu o defteri. Sayfaları sararmış, kenarları yıpranmış bir defter…

Üzerinde eski yazıyla tek bir kelime vardı: “Zevil.”

Ali yıllardır mühendis olarak çalışıyordu. Planlar, projeler, hesaplar… Her şeyin bir çözümü olmalıydı onun dünyasında.

Ama o kelimeyi görünce, içinde açıklayamadığı bir şey kıpırdadı.

Ne demekti “Zevil”?

Google’a baktı, sözlüklere göz attı.

“Zevil: yük, sorumluluk, bir kimsenin taşıdığı ağır sorumluluk veya bağ.”

Ama o tanım, kelimenin hissettirdiği kadar derin değildi.

Bir şey eksikti.

Tam o sırada kapı çaldı.

Karşısında, çocukluk arkadaşı Elif duruyordu.

Elif yıllar sonra yeniden şehre dönmüştü. Öğretmen olmuş, yüzüne yılların olgunluğu sinmişti.

Ali’nin elindeki defteri fark etti.

“Ne o?” dedi gülümseyerek, “Yine bir çözüm peşinde misin?”

Ali başını kaldırmadan, “Bir kelimenin anlamını arıyorum,” dedi.

Elif, Ali’ye baktı. “Belki de çözüm değil, anlam arıyorsundur artık.”

Zevil’in Anlamı, Kalbin Ağırlığı

Elif, defteri eline aldı. Parmaklarını yavaşça eski yazıların üzerinde gezdirdi.

“Zevil,” dedi fısıltıyla, “dedem söylerdi bu kelimeyi.

‘İnsan, sevdiğini taşır kalbinde; bazen nimet olur, bazen zevil…’”

Ali şaşırmıştı.

“Yani yük mü, sevgi mi?”

Elif gülümsedi:

“İkisi de. Çünkü sevgi, bazen kanat olur, bazen zincir. Ama her durumda taşırsın.”

O an, Ali’nin aklında yıllardır bastırdığı bir hatıra canlandı.

Yıllar önce, işine kendini kaptırırken sevdiği kadını kaybetmişti.

Onu mutlu etmek için çalışmış, planlar yapmış, gelecek kurmuştu ama bir şeyi unutmuştu: kalbin dengesini.

Belki de onun “zevil”i buydu — sevdiğini kaybetmenin yükü.

Mantığın Duvarı, Kalbin Penceresi

Ali o gece Elif’le uzun uzun konuştu.

O anlattı, Elif dinledi.

Kadınların o empatik, içe işleyen sabrı, Ali’nin mantığının soğuk duvarlarını çatlatıyordu.

“Ali,” dedi Elif, “sen her şeyi çözmeye çalıştın, ama bazı şeyler çözülmez.

Bazı şeyler sadece yaşanır.

Zevil, çözülmek için değil; taşımayı öğrenmek içindir.”

O an Ali sustu.

Yıllardır çözüm odaklı düşünen beyninin yerini, sızlayan bir kalp almıştı.

Zevil, bir ağırlıktı evet…

Ama o ağırlık, insanı eğmiyordu; olgunlaştırıyordu.

Bir Kadının Kalbinden Gelen Ders

Ertesi gün Elif, öğrencilerine aynı kelimeyi anlattı.

“Zevil,” dedi tahtaya yazarken, “sadece bir yük değildir.

Birini sevmek, bir şeye inandığınız için mücadele etmek, bazen sessizce sabretmek… Hepsi zevildir.

Ama bu kelime, insana acı vermek için değil, derinleştirmek için vardır.”

Sınıfta sessizlik oldu.

Bir kız öğrenci, gözleri dolu dolu sordu:

“Peki öğretmenim, zevilden nasıl kurtuluruz?”

Elif gülümsedi:

“Zevil’den kurtulunmaz. Onu anlamayı öğreniriz. Çünkü zevil, kalbin yükü değil, hatırladıklarıdır.”

O anda Ali kapıdan derse baktı.

Sessizce izledi, Elif’in kelimelere dokunuşunu.

Onun empatik anlatımı, kalpleri sarmalayan bir melodi gibiydi.

Ve o an Ali fark etti ki, erkeklerin çözüm aradığı yerde, kadınlar anlam buluyordu.

Bir Mektubun Sonu

Haftalar geçti.

Ali defteri onardı, her sayfasına kendi düşüncelerini yazdı.

Son sayfaya ise şu cümleleri bıraktı:

> “Zevil, kalbin susmayan tarafıdır.

> Bazen özlem, bazen sorumluluk, bazen pişmanlık olur.

> Ama ne olursa olsun, bizi insan yapan şeydir.

> Çünkü yük taşımayan kalp, hissedemez.”

O mektubu Elif’in masasına bıraktı, sessizce gitti.

Elif mektubu okurken gülümsedi.

Biliyordu ki, artık Ali anlamıştı.

Çözmek yerine hissetmeyi öğrenmişti.

Zevil, Hepimizin İçinde

Sevgili forumdaşlar,

Belki sizin de bir “zevil”iniz vardır.

Birini affedememek, bir pişmanlık, bir özlem ya da bir hatıra…

Belki bir kelimeyle açıklayamadığınız o ağırlık, işte odur: Zevil.

Ama unutmayın, zevil bazen en büyük öğretmenimizdir.

Bize sabrı, sevgiyi, kaybetmeyi ve yeniden başlamayı öğretir.

Bizi olgunlaştırır, kalbimize derinlik katar.

Bir erkek gibi çözüm aramak yerine, bir kadın gibi anlamayı öğrenirsek…

Belki o zaman zevil, yük olmaktan çıkıp bize rehber olur.

Forumdaşlara Bir Soru…

Siz hiç kendi “zevil”inizi fark ettiniz mi?

Bir kelimenin içinde saklı o duygusal yükü hissettiniz mi?

Belki şimdi yazarsınız buraya, belki paylaşmak istersiniz.

Çünkü bazen bir hikâye, başka birinin kalbinde yankı bulur.

Ve belki…

Birimizin zevili, diğerinin ilhamı olur.

“Zevil, kalbin yükü değil; yaşamın hatırasıdır.”