Takdirde Mi Taktirde Mi ?

Sevval

New member
Takdirde Mi Taktirde Mi? – Aşkın ve Dilin İkilemi

Sevgili forumdaşlar, bugün sizlere sadece dilin değil, yaşamın da derinliklerinden gelen bir soruyla baş başa bırakmak istiyorum: "Takdirde mi, taktırde mi?" Belki de hepimizin dilinde, bazen de fark etmeden dudaklarımızda takıldığımız bir soru bu. Ancak, hepimizin bu küçük dil hatasını yaparken, bazen birine ya da bir şeye olan sevgimizi ya da takdirimizi, nasıl ifade ettiğimizin farkına varıyoruz. Hikâyemiz de tam olarak burada başlıyor; bir yanlış anlamanın ya da dilsel bir yanlışın ne denli büyütülebileceğini ve bazen ilişkilerde kelimelerin gücünün nasıl bir anlam taşıdığını anlatıyor. İşte, iki farklı bakış açısını yansıtan, bir anlamda erkeklerin çözüm odaklı bakış açısı ile kadınların ilişkisel yaklaşımının kesiştiği bir hikâye.

---

Hikâye: Taner ve Zeynep’in O Anı

Bir gün, Taner ve Zeynep, kafelerinde her zaman olduğu gibi bir araya gelmişti. Taner, bilgisini ve birikimini oldukça sevdiği Zeynep ile paylaşmaktan büyük keyif alıyordu. Zeynep ise, her zamanki gibi sıcak ve güler yüzlüydü; Taner’in onunla vakit geçirdiğini bilmesi, ona kendini değerli hissettiriyordu.

Bir süre sohbet ettikten sonra, Taner, Zeynep’in yeni başladığı iş ile ilgili bir konuda onu takdir etmek istedi. Zeynep’in işyerindeki zorluklara rağmen gösterdiği azmi takdir ediyor, onun güçlü duruşunu kıskanıyordu. Fakat, aklına gelen ilk kelime “takdir”di. Zeynep’i yücelten bu kelime ile tanıdığı tanıdık cümleler içinde, belki de yine alışkanlıkla “taktir” kelimesini kullanarak söylemeye başladı.

– “Zeynep, gerçekten işinde çok başarılısın. Seni taktırıyorum, işine gösterdiğin özen harika.”

Zeynep, o anda derin bir sessizlikle karşılaştı. Taner’in cümlesinde bir gariplik olduğunu hissediyordu ama bunu anlamlandırmakta zorlanıyordu. Sadece bu kelimenin yanlış olduğunu, ancak önemli olanın Taner’in niyeti olduğunu biliyordu. Bir hata, bir yanlışlık… Ama ya derin anlamı? Bu küçük kelime nasıl bir büyük fark yaratabilirdi?

Erkeklerin Çözüm Odaklılığı ve Dilsel Hatalar

Taner, Zeynep’in sessizliğini fark etti ve hemen çözüm odaklı bir yaklaşım sergileyerek durumu kurtarmaya çalıştı. Taner’in dilinden çıkan yanlış kelimenin Zeynep tarafından yanlış anlaşılmadığını, sadece o an kafasında başka bir şey düşündüğünü varsayıyordu. Erkeklerin bu tür durumlarda, çözüm odaklı yaklaşım sergilemesi oldukça yaygındır. Taner de hemen cümlesini düzelterek,

– “Özür dilerim, demek istediğim ‘takdir’di. Ama, beni tanıdığını bildiğin için, bu durumu fazla büyütmene gerek yok,” dedi.

Taner, sadece kelimeyi düzeltmekle kalmıyor, Zeynep’in bu küçük yanlışlığı anlamayacağını düşündüğü için kendi içindeki açıklama sürecini hızlandırmaya çalışıyordu. Ancak, Zeynep bu kadar kolay geçmek istemedi.

Kadınların Empatik ve İlişkisel Yaklaşımı

Zeynep, Taner’in “takdir” kelimesini kullanma niyetini kesinlikle doğru anladığını, hatta Taner’in nasıl bir insan olduğunu biliyordu. Ancak Zeynep, doğru kelimenin sadece dilin doğru kullanımıyla değil, aynı zamanda anlamlı ve doğru bir şekilde, tüm duyguları yansıtarak ifade edilmesi gerektiğini hissediyordu. Kadınların, çoğunlukla empatik ve ilişkisel yaklaşımı gereği, kelimelerin arkasındaki duyguyu hissetmeleri oldukça yaygındır.

Zeynep, derin bir nefes aldı ve Taner’e nazikçe, ama biraz da duygusal bir dille şöyle dedi:

– “Taner, kelimenin yanlış olduğunu fark ettim. Ama bunu sana sorun etmiyorum, çünkü seni tanıyorum. Ancak bazen kelimeler, kendimizi ifade etme biçimimizden çok daha fazlasını anlatabilir. Bir ‘takdir’ kelimesi, anlamlı ve içten bir duyguyu barındırıyor. Ama ‘taktir’ demek, o anki duyguyu basitleştiriyor gibi hissettirdi. Bunu tabii ki senin için büyük bir sorun yapacak değilim, sadece düşünmeni istedim.”

Zeynep’in bu açıklaması, Taner’i oldukça şaşırttı. Başka biri olsa, belki de böyle bir şeyin hiç farkına varmaz ve geçerdi. Ancak Zeynep, duyduğu o küçük yanlışlığın ötesinde bir anlam arıyordu. Taner, Zeynep’in söylediklerine sadece bir kelime hatasından çok daha fazla anlam yüklediğini fark etti.

Hikâyenin Sonu: Anlayış ve Paylaşım

Taner, bir süre sessiz kaldı. Zeynep’in söylediklerini sindirmeye çalıştı. Zeynep, bu küçük anın, aralarındaki ilişkinin ne kadar derin ve empatik bir bağ olduğunu bir kez daha hatırlattığını fark etti. Taner ise, bu hatadan sonra, Zeynep’e olan takdirini sadece kelimelerle değil, eylemleriyle de gösterebileceğini düşündü.

– “Sanırım daha dikkatli olmalıyım, Zeynep. Haklısın, bu sadece bir kelime meselesi değil. Söylediklerinin ne kadar önemli olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum,” dedi Taner. "Benim için kelimelerden çok anlamları önemli, ama bu kez bir yanlışlık oldu."

Ve ikisi de birbirine gülümseyerek, kelimelerin değil, duyguların önemini bir kez daha hissettiler.

---

Sonuç: Kelimelerin Gücü ve İlişkilerde Duygusal Farkındalık

Forumdaşlar, dildeki küçük hataların ilişkilerde nasıl büyük anlamlar taşıyabileceğini, doğru bir şekilde ifade edilmediklerinde ne kadar kolay yanlış anlaşılabileceğini hepimiz fark etmişizdir. Taner ve Zeynep’in hikâyesinde olduğu gibi, bazen kelimeler doğru olsa bile, o kelimenin doğru bir şekilde ifade edilmesi, duygunun ne kadar samimi olduğunu ve ne kadar değerli olduğunu gösterir.

Hepimizin ilişkilerinde kelimeler bazen eksik ya da yanlış olabilir. Ama önemli olan, o kelimelerin ne anlama geldiği, içinden gelen duygunun nasıl iletildiği ve buna karşılık verilen cevaptır. Bunu anlamak, büyütmek, hatalardan ders çıkarmak ve birbirimizi anlamaya çalışmak ilişkilerin temeli değil midir?

Hikâyeyi ve düşüncelerimi paylaştım, peki sizler ne düşünüyorsunuz? Bir kelime hatası ilişkilerde ne kadar etkili olabilir? Hangi kelimeler ya da ifadeler sizi daha çok etkiler? Yorumlarınızı paylaşmak için sabırsızlanıyorum!