Seçici Dikkatsizlik Nedir Sullivan ?

Sevval

New member
Seçici Dikkatsizlik Nedir?

Seçici dikkatsizlik, bireylerin çevrelerindeki uyarıcılara yönelik dikkatlerini belirli bir şekilde odaklamaları ve diğerlerini göz ardı etmeleri durumunu tanımlar. Bu psikolojik süreç, insanların çevrelerinden sadece belirli bilgileri almalarını ve bunları işleyerek önemli bulduklarına odaklanmalarını sağlar. İnsan beyninin sınırlı kapasitesine rağmen çevredeki çok sayıda uyarıcı arasında seçim yapabilmesi, daha verimli düşünme ve karar verme süreçleri için oldukça önemlidir.

Sullivan, seçici dikkatsizlik kavramını anlamada önemli bir yer tutar. Sullivan, psikiyatrist ve psikoterapist olarak, bireylerin çevresel uyarıcılara nasıl tepki verdiklerini ve bunları nasıl seçici bir biçimde dikkate aldıklarını incelemiştir. Seçici dikkatsizlik, özellikle Sullivan’ın interpersonal teori ve kuramları bağlamında daha derinlemesine ele alınmıştır. O, insanların birbirleriyle olan ilişkilerinde nasıl belirli davranış ve duygusal uyarıcılara tepki verdiklerini, bazen bilerek ya da bilinçdışı olarak nasıl dikkatsizlik gösterdiklerini analiz etmiştir.

Seçici Dikkatsizliğin Psikolojik Temelleri

Seçici dikkatsizlik, insanların bilinçli veya bilinçdışı olarak bazı uyarıcılara dikkate değer, bazılarına ise göz ardı etme eğiliminde olmalarıyla şekillenir. Bu psikolojik fenomen, bireylerin algılarını, dikkatlerini ve duyusal bilgilerini nasıl işlediğini anlamak için önemlidir. Beynin bilgi işleme kapasitesinin sınırlı olması, bireylerin çevrelerinden gelen bilgileri sadece en önemli veya ilgilendikleri alanlara yönlendirmelerine neden olur. Bu süreç, çevredeki bilgi fazlalığını kontrol altına almak ve bireysel hedeflere ulaşmak için gereklidir.

Seçici dikkatsizliğin, özellikle algı, bellek ve karar verme süreçlerinde önemli bir rolü vardır. İnsanlar, zaman içinde belirli bir bilgiye daha fazla dikkat göstererek ve bu bilgiyi anlamlı hale getirerek öğrenirler. Bu nedenle, insanların dikkatlerini sadece belirli bir uyarıcıya yöneltmeleri, hayatta kalmalarını ve günlük yaşamda verimli olmalarını sağlar. Aynı zamanda, bu seçicilik, insan ilişkileri ve toplumsal bağlamda da oldukça belirleyici bir faktördür.

Sullivan’ın Perspektifinde Seçici Dikkatsizlik

Harry Stack Sullivan, psikolojik kuramlarının bir parçası olarak, seçici dikkatsizliği insanlar arasındaki ilişkilerde ve bireylerin algı süreçlerinde çok önemli bir öğe olarak ele alır. Sullivan, insanın toplumsal yaşamı içinde, diğer insanlar ile etkileşime girdiği her durumda seçici dikkatsizlik fenomeninin rol oynadığını vurgulamıştır. İnsanlar, sosyal etkileşimlerde daha çok belirli davranışsal ve duygusal uyarıcılara dikkat ederken, çoğu zaman bu etkileşimdeki diğer uyarıcılara dikkat etmemek için bilinçli veya bilinçdışı olarak seçici bir yaklaşım sergilerler.

Sullivan’ın teorisine göre, insanlar kendilerini güvende hissettikleri, değerli buldukları ya da kişisel çıkarlarına hizmet eden uyarıcılara daha fazla dikkat gösterirler. Bu da seçici dikkatsizliğin, bireyin çevresindeki çevreyi ve sosyal dinamikleri nasıl şekillendirdiğini gösterir. Sullivan, bireylerin özellikle stresli veya duygusal anlamda yük taşıyan ilişkilerde, belirli kişisel çatışmalardan kaçınmak ya da bunları göz ardı etmek amacıyla bu tür bir dikkatsizliği tercih edebileceğini belirtmiştir. Bu durum, daha geniş bir psikoterapi çerçevesinde, insanların karşılaştıkları psikolojik zorluklarla başa çıkmalarını ve kendilerini psikolojik olarak daha dengeli hissetmelerini sağlayan bir mekanizma olarak ortaya çıkabilir.

Seçici Dikkatsizliğin Günlük Yaşamda Uygulamaları

Seçici dikkatsizlik, yalnızca bireysel psikolojiye dayanan bir kavram olmayıp, toplumsal etkileşimde de önemli bir yer tutar. Örneğin, bir kişi iş yerinde stresli bir ortamda, yalnızca o an için önemli olan bilgilere odaklanarak diğer sesleri veya uyaranları görmezden gelebilir. Bu da, iş verimliliğini arttırabilir ancak aynı zamanda sosyal ilişkilere zarar verebilir. Aynı şekilde, aile içindeki bireyler de birbirlerinin duygusal ihtiyaçlarına bazen dikkatsiz kalabilir, sadece kendi duygusal durumlarına odaklanarak diğer önemli uyarıcılara göz yummuş olabilirler.

Sullivan’ın kuramları çerçevesinde, insanlar arasındaki duygusal etkileşimlerde, özellikle çatışmaların bulunduğu durumlarda, seçici dikkatsizlik, belirli kişisel sorunları göz ardı etme ya da daha az rahatsız edici olan uyaranlara yönelme biçiminde kendini gösterir. Bu süreç, kişilerarası ilişkilerde ya da terapötik bağlamlarda kişinin duygusal güvenliğini sağlamaya yönelik bir strateji olarak işlev görebilir.

Seçici Dikkatsizliğin Olumlu ve Olumsuz Yönleri

Seçici dikkatsizlik, olumlu ve olumsuz birçok sonuç doğurabilir. Olumlu yönden, bu mekanizma insanın verimliliğini ve odaklanmasını artırabilir. Örneğin, bir öğrenci sınav sırasında yalnızca sorulara ve cevaba odaklanarak çevredeki diğer uyarıcılara dikkatsiz kalabilir. Bu tür bir dikkatsizlik, öğrencinin sınavın gerektirdiği görevi başarıyla tamamlamasına yardımcı olur.

Bununla birlikte, seçici dikkatsizliğin olumsuz yönleri de vardır. İnsanlar, seçici dikkatsizlik yüzünden önemli ilişkilerdeki duygusal ihtiyaçları göz ardı edebilir veya önemli sosyal uyaranları ihmal edebilirler. Örneğin, bir çift arasında sürekli dikkatsizlik, duygusal mesafeye yol açabilir ve ilişkideki bağları zayıflatabilir. Ayrıca, aşırı seçici dikkatsizlik, bireylerin toplumsal anlamda duyarsızlaşmalarına, diğer insanları anlamakta güçlük çekmelerine ve empati eksikliğine yol açabilir.

Sullivan’ın Seçici Dikkatsizlik Üzerine Yorumları

Harry Stack Sullivan, seçici dikkatsizliğin insanların psikolojik yaşamlarında önemli bir rol oynadığını ve bazen bu süreçlerin bilinçli olarak da kullanıldığını savunmuştur. O, bireylerin toplumsal ilişkilerde bu tür dikkatsizliklere neden başvurduklarını, bireysel psikolojik savunma mekanizmalarıyla ilişkilendirmiştir. Sullivan’a göre, bireylerin daha sağlıklı bir psikolojik yaşam sürdürebilmeleri için bu dikkatsizliğin daha bilinçli bir şekilde yönetilmesi gerektiği düşünülmüştür.

Sonuç

Seçici dikkatsizlik, insanların çevrelerinden gelen bilgi ve uyarıcıları işleme biçimlerinin önemli bir göstergesidir. Bu psikolojik süreç, insanın çevresiyle olan etkileşimlerinde ve toplumsal ilişkilerinde nasıl hareket ettiğini belirler. Sullivan’ın teorisi, seçici dikkatsizliğin, bireylerin sosyal etkileşimlerdeki algı ve duygusal süreçlerini nasıl şekillendirdiğine dair derin bir anlayış sunmaktadır. Seçici dikkatsizliğin, insanların yaşamlarını daha yönetilebilir kılmak için bilinçli ya da bilinçdışı olarak başvurduğu bir strateji olduğu söylenebilir. Ancak, bu stratejinin sosyal ve psikolojik düzeyde olumsuz sonuçlar doğurabileceği unutulmamalıdır.