Getat hangi devlet hastanelerde var ?

Umut

New member
“GETAT hangi devlet hastanelerde var?” — Forum için kapsamlı bir analiz

Selam dostlar, geçen gün sağlıkla ilgili bir araştırma yaparken “GETAT” kelimesi karşıma çıktı. Açılımını merak edenler için hemen söyleyeyim: Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları. Hani bazılarımızın kulaktan dolma bildiği akupunktur, hacamat, sülük tedavisi, fitoterapi (bitkilerle tedavi) gibi yöntemlerin Sağlık Bakanlığı onayıyla belirli merkezlerde yapılmasına verilen isim. Tabii bu noktada akla gelen ilk soru şu oluyor: “Hangi devlet hastanelerinde GETAT var?”

Hadi gelin, biraz tarihine bakalım, sonra günümüzdeki yerine değinelim, farklı bakış açılarını masaya yatıralım ve geleceğe dair fikir yürütelim.

GETAT’ın tarihsel kökenleri

Aslında GETAT uygulamaları yeni değil, binlerce yıllık bir geçmişi var. Orta Asya şamanlarından Anadolu’daki otacı ve hekimlere kadar birçok kültürde bitkisel tedaviler, akupunktura benzer yöntemler veya kupa tedavileri uygulanıyordu. Osmanlı döneminde darüşşifalarda (hastaneler) hem modern tıp diyebileceğimiz yöntemler hem de halk tababeti yan yana ilerliyordu.

Cumhuriyet döneminde modern tıbbın güçlenmesiyle bu geleneksel yöntemler geri planda kaldı. Ancak 2000’li yıllarda Sağlık Bakanlığı, artan toplumsal talep ve Dünya Sağlık Örgütü’nün “tamamlayıcı tıp” konusundaki yaklaşımları doğrultusunda GETAT’ı resmî bir çerçeveye aldı. 2014’te yayımlanan yönetmelikle uygulamaların yasal zemini oluşturuldu.

Bugün: GETAT’ın devlet hastanelerindeki yeri

Şu anda Türkiye’de birçok devlet hastanesinde GETAT üniteleri mevcut. Büyükşehirlerde özellikle eğitim ve araştırma hastanelerinde bu uygulamalara daha sık rastlanıyor. Ankara, İstanbul, İzmir gibi illerdeki üniversite hastaneleri ve şehir hastanelerinde akupunktur, hacamat, fitoterapi, sülük tedavisi, ozon tedavisi gibi yöntemler, Sağlık Bakanlığı tarafından sertifikalı hekimler tarafından yapılıyor.

Örneğin:

- Ankara Şehir Hastanesi ve bazı eğitim araştırma hastanelerinde akupunktur ve fitoterapi poliklinikleri var.

- İstanbul’da bazı devlet hastanelerinde hacamat ve ozon tedavisi üniteleri bulunuyor.

- İzmir, Kayseri, Bursa gibi illerde de GETAT merkezleri aktif şekilde hizmet veriyor.

Bu noktada altını çizmek lazım: GETAT sadece hekimler tarafından ve bakanlıkça ruhsatlı merkezlerde uygulanabiliyor. Yani “merdiven altı” diye tabir edilen yerlerle karıştırılmaması gerek.

Stratejik bakış: Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı

Erkeklerin bakış açısı genellikle şöyle oluyor: “GETAT gerçekten işe yarıyor mu, verimlilik ve sonuç açısından faydası nedir?” Onlar için rakamlar, bilimsel araştırmalar ve ölçülebilir faydalar önemli. Mesela; migren tedavisinde akupunkturun ağrı sıklığını %50 azalttığına dair bazı çalışmalar erkeklerin ilgisini çekiyor. Veya fitoterapide bitkisel ürünlerin ilaçlarla etkileşim riskleri üzerine yapılan analizler, stratejik düşünce tarzına hitap ediyor.

Ama burada eleştirel bir soru ortaya çıkıyor: GETAT yöntemleri ne kadar kanıta dayalı? Sağlık sistemi içinde kaynaklar buna ne kadar ayrılmalı?

Empatik bakış: Kadınların topluluk odaklı yaklaşımı

Kadınlar ise GETAT’a daha çok “paylaşım ve iyileşme deneyimi” açısından bakıyor. Örneğin, hacamat yaptırıp rahatlayan bir komşunun deneyimini dinlemek, bir annenin çocuğuna fitoterapi desteği arayışı, ya da kronik yorgunluğu için ozon tedavisi düşünen bir arkadaşın hikâyesi… Bu noktada “bilimsel kanıt kadar, insani deneyim de değerli” yaklaşımı öne çıkıyor.

Ayrıca kadınlar genellikle aile sağlığını da düşündükleri için, “ilaçların yan etkilerini azaltabilecek alternatif yollar” arayışında GETAT yöntemlerine daha sıcak bakabiliyor.

GETAT’a yönelik eleştiriler

1. Bilimsellik tartışması: Bazı yöntemlerin etkinliği güçlü kanıtlarla desteklenirken (örneğin akupunktur), bazıları hâlâ tartışmalı.

2. Yan etkiler ve riskler: Bitkisel ürünlerin ilaçlarla etkileşimleri, steril olmayan ortamlarda yapılan hacamatın enfeksiyon riski gibi konular önemli.

3. Merdiven altı uygulamalar: Sertifikasız, denetimsiz uygulamaların artması hem devletin hem toplumun en büyük endişesi.

4. Sağlık sistemi üzerindeki yük: Kaynakların nasıl dağıtılacağı, GETAT’ın klasik tedavilerin yanında tamamlayıcı mı yoksa alternatif mi olacağı konusundaki belirsizlikler.

Gelecek: GETAT’ın olası yönleri

- Bilimsel entegrasyon: Gelecekte daha fazla klinik araştırma yapılması ve kanıt düzeyi yüksek yöntemlerin standart tedavilere entegre edilmesi muhtemel.

- Dijitalleşme: Online danışmanlık ve yapay zekâ destekli kişisel sağlık takibi, GETAT uygulamalarını da kapsayabilir.

- Toplumsal kabul: Geleneksel yöntemlere duyulan ilgi, özellikle kronik hastalıklarla yaşayanlar arasında daha da artabilir.

- Ekonomi boyutu: GETAT turizmi, özellikle hacamat ve akupunktur gibi uygulamalar için Türkiye’yi bölgesel bir merkez haline getirebilir.

Forum için tartışma soruları

- Sizce GETAT devlet hastanelerinde daha yaygınlaştırılmalı mı, yoksa sınırlı mı tutulmalı?

- Bilimsel kanıt ve kişisel deneyim arasında denge nasıl kurulmalı?

- GETAT’ı hiç deneyen oldu mu? Sonuçları nasıldı?

- Bu yöntemler klasik tıbbın yerine mi geçmeli, yoksa sadece destekleyici rol mü üstlenmeli?

- Devlet hastanelerinde GETAT için ayrı bütçe ayrılması sizce doğru mu?

Sonuç: Denge arayışı

GETAT, kökleri geçmişe dayanan ama gelecekte de tartışılmaya devam edecek bir alan. Devlet hastanelerinde yer bulması, onu hem daha güvenli hem de daha erişilebilir hale getiriyor. Erkeklerin stratejik, sonuç odaklı bakışı ile kadınların empatik ve topluluk odaklı yaklaşımı birleştiğinde, meseleye daha dengeli bir gözle bakabiliyoruz. Önemli olan, bilimsellikten kopmadan, deneyimleri küçümsemeden, toplumun ihtiyacına göre doğru çizgiyi bulabilmek.

Şimdi söz sizde dostlar: GETAT’ı devlet hastanesinde denemeyi düşünür müydünüz, yoksa yalnızca klasik tıptan yana mı oy kullanıyorsunuz?