Doktorlar ameliyatta neden müzik dinler ?

Sevval

New member
Ameliyathanede Müzik Neden Çalar? Bilim, Toplum ve Sessiz Stresin Ritmi

Ameliyathanede çalan bir Mozart konçertosu ya da hafif bir caz melodisi… Birçoğumuzun aklına “Doktorlar ciddi bir operasyonda neden müzik dinler?” sorusu gelir. Belki ilk anda bu, sadece bir rahatlama aracı gibi görünür. Ancak konuya biraz yaklaştığımızda, müziğin ameliyathanelerde yalnızca bir fon sesi değil; toplumsal, psikolojik ve hatta sınıfsal bir yansıma olduğunu fark ederiz. Çünkü tıp, sadece bilim değil; aynı zamanda insanın iç dünyasıyla, duygularıyla ve sosyal yapılarla etkileşim içinde olan bir alandır.

---

Beyinle Kalp Arasında Bir Ritim: Bilimsel ve Psikolojik Temeller

Araştırmalar, müziğin stres hormonlarını azalttığını ve dikkat odaklanmasını artırdığını gösteriyor. 2019 yılında Journal of the American Medical Association (JAMA)’da yayımlanan bir çalışmada, ameliyat sırasında arka planda dinlenen klasik müziğin cerrahların el titremesini azalttığı ve işlem süresini kısalttığı gözlemlendi.

Ancak müzik sadece fiziksel bir rahatlama değil, aynı zamanda zihinsel bir koruma alanıdır. Doktorlar, yoğun baskı altında, ölümle yaşam arasındaki o ince çizgide çalışırken müzik onlara bir tür psikolojik “zırh” sağlar.

Burada toplumsal cinsiyet rolleri de devreye girer. Erkek cerrahlar genellikle müziği “performans artırıcı” bir araç olarak görürken, kadın cerrahlar müziği “duygusal denge ve ekip uyumu” açısından daha değerli bulduklarını ifade ediyor. Bu fark, biyolojik değil; toplumun bireylere yüklediği rollerin sonucudur.

---

Toplumsal Cinsiyet Dinamikleri: Ameliyathanede Kadın Sesleri

Tıp dünyasında kadın cerrahların sayısı giderek artsa da, hâlâ erkek egemen bir alan olma özelliğini koruyor. Birçok kadının ameliyathanede müzik seçimine yaklaşımı, ekibin ruh hâline ve hastanın kimliğine duyulan empatiyle şekilleniyor. Kadın cerrahlar, araştırmalara göre daha az agresif ritimleri tercih ediyor; örneğin klasik, lo-fi ya da ambient türlerini. Bu tercih, “hassasiyet” olarak değil, stres yönetiminde duygu merkezli bir zekânın göstergesi olarak değerlendirilmelidir.

Erkek cerrahlar ise genellikle müziği bir “ritim rehberi” olarak görür. Rock veya pop tarzı parçalarla enerjiyi yüksek tutmak, özellikle uzun süren operasyonlarda dikkat kaybını önlemeye yardımcı olabilir. Her iki yaklaşım da değerlidir; biri insan faktörünü, diğeri teknik verimliliği temsil eder.

Toplumsal cinsiyet farkları burada biyolojik değil, sosyokültürel kökenlidir. Çünkü tıpkı diğer mesleklerde olduğu gibi, cerrahi de “erkek işi” olarak tanımlanan geçmişten gelen bir normun izlerini taşır.

---

Irk, Kültür ve Müzik Seçimi: Kimliklerin Armonisi

Ameliyathanedeki müzik seçimi sadece kişisel zevk değil, aynı zamanda kültürel bir ifade biçimidir. ABD’de yapılan bir araştırma, siyahi cerrahların ameliyat sırasında soul veya jazz gibi Afro-Amerikan kültürüne ait türleri tercih ettiklerini, bunun “öz kimlik” ve “psikolojik denge” açısından motive edici olduğunu ortaya koydu.

Benzer şekilde, Latin kökenli doktorlar salsa veya Latin pop müzikle çalışmayı tercih ederken, bu müzik türlerinin ritmik yapısı stresi dengelediği gözlenmiştir.

Bu durum, sadece bireysel tercih değil, aynı zamanda tıp dünyasında ırksal çeşitliliğin nasıl bir “kültürel zenginlik” yarattığının da göstergesidir. Ancak bu çeşitlilik, kimi zaman önyargılara da neden olur. Örneğin bazı cerrahlar, “klasik müzik dinlemeyen” meslektaşlarının yeterince ciddi olmadığını düşünebiliyor. Bu durum, beyaz-burjuva normlarının hâlâ mesleki saygınlık ölçütü olarak görülmesinin bir yansımasıdır.

---

Sınıfsal Boyut: Hastanelerde Sessizlik Bir Ayrıcalık mı?

Müziğin ameliyathanelerdeki varlığı, aynı zamanda sınıfsal farklılıkları da açığa çıkarır. Özel hastanelerde yüksek kaliteli ses sistemleriyle donatılmış steril ortamlar, doktorlara konforlu bir çalışma alanı sağlar. Ancak kamu hastanelerinde, yoğun iş yükü, yetersiz donanım ve zaman baskısı nedeniyle müzik çoğu zaman bir lüks olarak görülür.

Bu fark, sadece ekonomik değil; psikolojik bir ayrımdır da. Çünkü müzik, sadece sesiyle değil, yarattığı “kontrol hissiyle” rahatlama sağlar. Özel kliniklerde çalışan doktor, ortamın kontrolünü elinde hissederken, yoğun devlet hastanelerinde çalışan bir cerrah için ortam çoğu zaman gürültü ve stresle doludur. Dolayısıyla müziğin varlığı bile, sağlık sistemindeki sınıf farklarının sessiz bir göstergesidir.

---

Ekip Dinamikleri ve Güç İlişkileri: Müzik Kimin Kontrolünde?

Ameliyathanede müzik seçimi genellikle baş cerrahın tercihine göre yapılır. Bu da tıptaki hiyerarşinin müzik üzerinden bile nasıl somutlaştığını gösterir. Genç asistanlar veya hemşireler, bazen çalan müzikten rahatsız olsalar bile ses çıkaramazlar. Burada müzik, bir “otorite sembolü” hâline gelir.

Feminist sosyoloji bu durumu “kültürel mikro iktidar” olarak tanımlar. Küçük bir tercih —örneğin müzik seçimi— bile, güç dengesinin kimde olduğunu görünür kılar. Ancak bazı modern hastaneler bu dinamiği değiştirmeye başladı. Örneğin İsveç’teki bir araştırma hastanesinde, müzik listeleri ekip ortak kararıyla belirleniyor. Bu uygulama, hem ekip ruhunu güçlendiriyor hem de stres düzeyini düşürüyor.

---

Empatiyle Değil, Egoyla mı Ritim Tutuyoruz?

Burada önemli bir nokta şu: Müzik gerçekten herkesin stresini azaltıyor mu, yoksa bazıları için “egosal bir alan” mı yaratıyor? Bazı gözlemler, deneyimli cerrahların müziği “kendi alanını belirleme” biçimi olarak kullandığını gösteriyor. Bu durumda müzik, empatiyi değil, güç mesafesini artırabilir.

Öte yandan, müziği ekip uyumu için kullanan cerrahlar, hasta güvenliği ve iletişim açısından daha başarılı sonuçlar elde ediyor. Yani müzik, nasıl kullanıldığına bağlı olarak ya duvar ya köprü olabiliyor.

---

Forum Tartışmasına Açık Sorular

- Sizce müzik, ameliyathanede sadece rahatlama mı sağlar yoksa bir statü göstergesi midir?

- Kadın ve erkek cerrahların müzik tercihlerindeki farklar, toplumun onlara biçtiği rollerle mi ilgilidir yoksa kişisel alışkanlıklarla mı?

- Müzik seçimi, hastane içi sınıf ve ırk ayrımlarını nasıl görünür hâle getirir?

- Eğer ameliyat olsaydınız, siz hangi müziğin çalmasını isterdiniz? Sessizlik mi huzur, yoksa ritim mi güven verirdi?

---

Sonuç: Müziğin Altındaki Sessizlik

Ameliyathanede çalan her nota, aslında insanın kırılganlığını örten bir perde gibidir. Müzik, hem stresi bastırır hem de güç ilişkilerini görünmez kılar. Ama aynı zamanda dayanışmanın, empatiyle çalışmanın ve kültürel zenginliğin de aracıdır.

Doktorlar ameliyatta müzik dinler, çünkü bazen sessizlik fazla gerçek olur. Fakat bu melodilerin ardında toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıfın sessiz ritimleri de çalar. Gerçek soru şudur:

Bu ritmi kim yönetiyor — insan mı, sistem mi?